Etiket: almanyagezi

Ana Sayfa almanyagezi
Münih: Coşkunun ve Çelişkinin Buluştuğu Şehir

Münih: Coşkunun ve Çelişkinin Buluştuğu Şehir

Münih… Bir yanda Oktoberfest’in ritmiyle yükselen kahkahalar, dev bira bardakları, geleneksel Bavyera kıyafetleriyle dans eden kalabalıklar… 🎡🍻

Diğer yanda, tarihi Marienplatz’ın taş sokaklarında yürürken gördüğüm kontrastlar… Lüks mağazaların vitrinleriyle süslenmiş caddelerde gezinirken, köprü altlarında zorluklarla yaşayan insanlar… 💰💭

Münih, sadece bir şehir değil, bir hissetme hali. Tarihin ve modern dünyanın iç içe geçtiği, refahın ve yokluğun yan yana durduğu bir yer. Oktoberfest’in büyüsünden, şehrin gizli kalmış yüzlerine kadar her detayıyla beni etkiledi.

🍻 Oktoberfest’te nasıl bir atmosfer vardı?
🏰 Münih’in tarihî noktalarında neler keşfettim?
💭 Şehrin görkeminin ardındaki çelişkiler nelerdi?

Bunların hepsini ve daha fazlasını blogumda anlattım! 🚀

Köln: Çikolata Tadında Bir Şehir

Köln: Çikolata Tadında Bir Şehir

Almanya seyahatimizi planlarken, zihnimizde iki farklı liste şekillenmeye başlamıştı: Berlin ve Hamburg gibi “mutlaka görmeliyiz” dediğimiz şehirler ve “vakit kalırsa iyi olur” kategorisinde yer alan diğer duraklar. Ancak, zaman sınırlıydı ve listeyi sadeleştirmek kaçınılmazdı. Haritalara ve önerilere bakmak bir yere kadar yetiyor; en sonunda fikir almak için deneyimlemiş kişilere yöneldik. İşte bu noktada Köln, tam anlamıyla bir muamma haline geldi.

Görüşüne başvurduğumuz arkadaşlarımız ikiye bölünmüştü: Bir grup, Köln’ü keşfetmenin büyüleyici olduğunu söylerken, diğer grup şehri sıkıcı bulmuştu. Bu taban tabana zıt yorumlar arasında kafamız karışmış bir halde kendimize şu soruyu sorduk: Köln gerçekten nasıl bir yerdi? Biz de büyülenip hayran kalanlardan mı olacaktık, yoksa hayal kırıklığı yaşayanlardan mı? Ve bir de şu dilimize dolanan soru: Şehrin adı neden İngilizce’de “Cologne” olarak geçiyordu? Bu sorularının yanıtlarını merak ediyorsanız, o zaman hadi başlayalım...

Hamburg: Kahverengi Tuğlalı Şehir

Hamburg: Kahverengi Tuğlalı Şehir

2024 Ekim ayında yaptığım Almanya turumun ikinci durağı Hamburg oldu. Almanya’nın kuzeyinde yer alan bu liman şehri, kahverengi tuğlalarla kaplı tarihi binaları, modern mimarisi ve çok kültürlü yapısıyla beni etkileyen şehirler arasındaki yerini hemen aldı, kalbimi çaldı :==) Bu yazımda, Hamburg’u keşif serüvenim sırasında edindiğim birkaç önemli farkındalığı ve iki günlük Hamburg rotamızın etkileyici duraklarını sizlerle paylaşacağım. Belki paylaştığım bu farkındalıklar, sizlerde bambaşka duyguları, düşünceleri, yepyeni farkındalık ve bakış açılarını tetikler. Kim bilir? Haydi vakit kaybetmeden Hamburg’u yaşamaya, büyüsünü hissetmeye başlayalım!

Berlin: Zamanın ve Kaderin Sabırla Ördüğü Yolculuk

Berlin: Zamanın ve Kaderin Sabırla Ördüğü Yolculuk

Hayat, bazen insanı kaçındığı yerlere beklenmedik yollarla götürür. Almanya benim için hep mesafeli durduğum, gitmekten imtina ettiğim bir yer olmuştu. Nazi dönemine dair izler, o coğrafyada yaşanan insanlık dışı olaylar ve Almanya’da yaşayan Türklerin karşılaştığı zorluklar, bilinçaltımda Almanya'ya dair bir mesafe yaratmıştı bende. Almanya’ya yolum iş vesilesi ile de düşmemişti bugüne kadar. Sadece bir kez bir fırsat çıkmıştı onu da kader bozmuştu :) Oysa Avrupa’nın birçok ülkesini bu yaşıma kadar kişisel tercihlerimin yanı sıra iş vesilesiyle de ziyaret etmişliğim vardı. Hal böyleyken önce Berlin sonra Almanya beni çağırmaya başladı. Berlin’in bir gün beni “gel” diye çağıracağını hiç tahmin etmezdim. Bu çağrıya icabet edebilmem ise tam 4 yılımı aldı, gelin anlatayım.

Mail Aboneliği